Nedir bu biyometrik fotoğraf?
Belli bir oranı vardır -ki sizinle hiçbir alakası yok bunu fotoğrafçı ayarlamalı- yüzünüzün tamamının net bir şekilde görünmesi gerekir. Kulaklarınızı da ille görmek istedikleri için saçlarınızı toplamanızı ya da en azından kulaklarınızın arkasına itmenizi isterler. Tabii kaküllü çektirme şansınız da yok. Neden? Çünkü alnınızı görmezlerse tanıyamayabilirler sizi ㅋㅋㅋ
Yüzünüzde makyaj ya da herhangi bir ifade olsun istemezler. Ki bunun Türkçe meali; çirkin çıkmalısındır. Yüzünde bir ifade olmadan da güzel çıkabilir insan gayet tabii, ancak pasaport işlerine bakan polis abiler ablalar nedendir bilinmez güzel çıktığınız fotoğrafları "Yüzünde ifade var." diyerek kabul etmezler. Gidersin yeniden çektirirsin, bu sefer seri katil gibi çıkmaya gayret ederek.
Emniyet Müdürlüklerinin civarında bulunan fotoğrafçılar polislerin bu huyunu bildikleri için güzel çıkarsanız "Bu fazla güzel oldu kabul etmezler." diyip fotoğrafınızı yeniden çekmek isteyebilir, "Hah bu yeterince çirkin. Basıyorum." diyip elinize kendinizi pasaport kontrolünden geçerken tutuklanacakmışsınız gibi hissettiren resminizi tutuştururlar. Yaşadım, aynen bu şekilde oldu son biyometrik fotoğraf çektirişim.
Peki bu dünyanın her yerinde böyle midir?
Vallahi dünyanın her yerini bilemeyeceğim ama Kore'de öyle bir kural olmadığı kesin. Yüzlerinin yarısını kaplayan kaküller, yanaklarını daha küçük göstermesi için o kaküllerin hemen bitiminden itibaren aşağı inen saçlar, dudaklarda tatlı bir tebessüm, hafif makyaj...
Eee? Bir biz miyiz yani seri katil? Biz miyiz çirkin olan sadece? Hani kulak, hani alın, hani seri katil duruşu? Korelilerin pasaportlarında güzel görünmeye hakkı var da bizim yok mu? Zaten gittiğimiz hiçbir ülkede hoş karşılanmıyoruz, pasaporttaki ay-yıldızı görünce anında suratları düşüyor memurların... Bir de içini açıp fotoğrafı görünce "Kesin birini öldürür, hiçbir şey yapmazsa ağır yaralar." diye düşünmelerini sağlamak için Türk polisinin çabası eklenince ecnebi memleketlere girerken hoş karşılanmamak kaçınılmaz oluyor. Bakınız Japonya'ya girerken yaşadığım hoş anlar.
Durumun saçmalığının içinde ufacık bir mantık kırıntısı arasam da bir türlü bulamıyorum. Yıllardır bizi "Bu Japonların da hepsi bir birine benziyor yahu!" (Bkz. bütün uzakdoğuluları Japon sanan zihniyet) diye kandırdılar. Madem o kadar ayırt edilemezler, neden onlar biyometrik fotoğraflarında yüzlerini mümkün olduğunca kamufle etme ve güzel gösterme hakkına sahipler de biz değiliz? Biz neden facebook profil fotoğrafımızdaki gibi cool görünmek yerine nüfus cüzdanımızdaki 15 yaşındaki yamuk-ergen halimizi aramak zorunda bırakılıyoruz?
Üstelik Avrupa'nın pek de zengin ve dolayısıyla mühim olmayan ülkelerine girerken sorun yaşıyor uzakdoğulular. Bu ülkelerdeki memurlar pek fazla turist görmediklerinden ve hangi Kore zengindi, hangisi açlıktan kokuşmuştu, gelmeden önce vize başvurusu yapmaları gerekir miydi, Tayland Japonya'nın bir vilayeti miydi soruları ile boğuşurken bir yandan da karşılarındaki sevimli Asyalı ve bol paralı turistleri de boğarlar. Bir de fotoğraftaki ile karşılarında duran insanın aynı kişi olup olmadığını anlamaları sorunsalı var tabii...
Hemen örneğimle geleyim:
Bulgaristan'a giden Koreli bir ablam; otobüsteki bütün Türkler ile birlikte pasaportunu muavine verip işlemini yaptırıp getirmesini beklerken, memurlar tarafından aşağı davet edildiğini öğrenince pek bir şaşırmış. (Davet dediysem lafın gelişi. Bilenler bilir Bulgarlar biraz fazla kibardır(!) öyle davet falan ters gelir onlara.) Memurun "Fotoğraftaki sen misin şimdi?" sorusuna "Evet" cevabı verdikten sonra yirmi dakika boyunca bir kendisine bir pasaporttaki fotoğrafa bakmalarına ve sonunda kararsız kalsalar da istemeye istemeye vizeyi basmalarını beklemek ve bu kabalığa katlanmak zorunda kalmış.
İşte ben tanınma konusunda sıkıntı yaşayan bu insanların biyometrik fotoğraflarında güzel görünme haklarının teslim edilmesi, bizlerin ise elinden alınması durumuna katlanamıyorum. Sanırım olay bütün gün parmak izi alan, dosya dizen polislerin oturdukları yerde eğlenmek için uydurdukları bir şey. Ya da Türklerin dünyanın en çirkin ırkı olduğu yanılgısını yaratmak isteyen dış güçlerin oyunu da olabilir... Bir sonuca henüz varamadım, tek bildiğim bir daha hiçbir ecnebi tarafından "Aa boksör gibi çıkmışsın!" saçmalığıyla itham edilmek istemediğim. En azından bir Koreli'den duymayayım mümkünse.